Size Bir Sürprizim Olacak !!!
Biiir, ikiii,ÜÇ…Üç deyince kulağa çok az geliyor ama, üç kere üç yüz atmış tam bin doksan beş ediyor.
Tam üç yıl önce güneşli bir kış sabahıydı. İçimde mutluluk. Heyecan ve coşkuyla kalktım.Mutfakpenceremi sonuna kadar açtım…Merak eden gelsin baksın istedim.Sofralarıma konuk olsun istedim.Evet, bin doksan beş sabahtır da bu pencereyi sizler için açıyorum. Daha perdemi çekerken sizi görüyorum. Bazen sabah kahveme konuk oluyorsunuz, bazen öğle yemeğime. Ama en çok da akşam telaşımda yanımda buluyorum sizi. Israrlarınıza dayanamıyor bazen tam da o gün pişirdiğim bir şeyi hemen fotoğraflayıp sizinle paylaşıveriyorum. Bazen de önceden hazırladığım tarifleri mevsimine uydukça yayınlıyorum. Eyvaaah, mevsimine uygun dedim ya bir kez şimdi uzatırım da uzatırım.Mevsimine uydukça dedim. Evet, güncel paylaşımlarımın mevsimsel olması benim için çok önemli. Madem ki doğada yetişen bütün bitkiler, sebzeler ve meyveler mevsimlere göre değişiyor o zaman doğaya kulak vermek gerek. Tadı ve kokusuyla bir zamanlar gönüller fetheden çilekten söz etmek isterim mesela. Uzun yıllardır kokusunu unuttuğumuz, mevsiminde dahi belki bir veya iki kez lezzetlisine rastlayabildiğimiz çilekten. Nasıl yapıyorlar nasıl yetiştiriyorlarsa kara kışta tezgahlarda koca koca çilekler, kokusundan geçilmiyor. Lezzeti mi, lezzeti de yazın yediğimden daha iyi vallahi. Bir hafta boyunca buzdolabında durup da bana mısın demeyen, etrafı kokutup duran çilekten. Suyuna parfüm mü katıyorlar boya mı inanın aklıma her şey geliyor. İşte bu çilekle yapılan bir pasta tarifim olamaz bu kış günü size. Limonlu, portakallı, kestaneli, elmalı, ayvalı, armutlu pastalar ne güne duruyor değil mi efendim.
Yine konumun dışına çıktım,uzattım, kafa şişirmeye başladım. Ben bu işi hep yaparım, tam bir tarif verecekken, bir sürü nasihat eder tarifi unuturum, değil mi? Çekinmeyin canım söyleyin. Ama huyum kurusun yemek yapar, hamur açar, sebze ayıklarken bile sohbet etmekten hoşlanırım. Söyleyin Allah aşkına kim mutfakta tek başına saatler geçirmek ister ki? Neyse ki siz varsınız da yalnız değilim. Üstelik bu üç yıl içinde siz sevgili dostlarım, sadece penceremden bakmakla kalmadınız, bazılarınız mutfağımın gerçek konukları da oldunuz. Birlikte una suyla can kattık, mayamızı yarattık. Onu canlı tutabilmek için sevgiyle besledik,büyüttük,paylaştık. Ekmeğimize can vermesi için yeniden una kattık, ateşe attık.Birlikte pastalar, kurabiyeler yaptık , hem eğlenir hem çalışırken, deklanşöre bastık. Ne iyi yaptık.
Şimdi size bir sürprizim olacak.Üçüncü yılını geride buraktığımız bu beraberliği onurlandırmak için 31Ocak Cuma günü mutfakpenceremden@gmail adresimize ilk kutlama mesajını gönderen takipçimizi, birlikte kararlaştıracağımız bir gün mutfağımda ağırlamak, birlikte pişirip birlikte tatmak için davet ediyorum. Hatta belki alışverişimizi bile birlikte yaparız, ne dersiniz?
Küçücük bir hatırlatma, henüz İstanbul’da yaşıyorum. Veee merakla konuğumu bekliyorum.
Birlikte pişireceğimiz, sohbetlerle süsleyeceğimiz ,öğrenip,paylaşacağımız nice renkli ve aydınlık günler için sevgiyle hoş kalın.
“Mutfakpenceremden bakmak serbesttir.”