İçeriğe geç

Ta Tu Ta ve Sevgi Ana Çiftliği

19 Mart 2015

Günaydın, sevgili mutfakpenceremden bakanlar, günaydın!

Daha birkaç gün  önce size takip ettiğim, hayatımıza iz bırakan, etkilendiğimiz,inandığımız kişi ve topluluklar ve yaptıkları hakkında bir şeyler yazacağımı, elimden geldiği kadar onlarla ilgili bilebildiklerimi paylaşacağımı yazmıştım. Kimseyi sıraya koymak gibi bir düşüncem yokken öğrendim ki listede yer alanlardan Sevgi Ana Çiftliği Ta Tu Ta üyesi olmuş. Onları  ilk yazıma taşıma isteğimi bastıramadım ve hemen yazmaya koyuldum. Sevgi Ana Çiftliği’ni nasıl tanıdığımı anlatmadan önce Ta Tu Ta nedir, bunu kısaca anlatmam gerektiğine inanıyorum. Kısaca diyorum çünkü konuyla ilgili en doğru ve güncel bilgilere http://www.tatuta.org/index.php?p=11&ID=213&lang=tr den erişebilirsiniz.

 

 

1512454_498397293633313_4288206717307532259_n

Ta Tu Ta nedir? Kelime açılımı : Tarım Turizmi ve Tecrübe Takası
Ta Tu Ta, Buğday Derneği tarafından ekolojik çiftliklerde yürütülen bir gönüllülük projesidir.
Amacı: Türkiye’de ekolojik tarımla geçinen çiftçilere ve ailelerine mali, gönüllü işgücü, ve/ veya blgi desteği sağlayarak sürdürülebilir ekolojik tarımı desteklemektir.
Gönüllü kimdir? İşgücü, bilgi ve / veya tecrübe desteği sağlayarak çiftliklerde yemek ve yatacak yer karşılığında gönüllü olarak çalışan kişidir.
Konuk kimdir? Konaklama ve aldığı hizmetin karşılığını aracı olmadan doğrudan çiftliğe veren kişidir. Çiftlikte çalışma zorunluluğu yoktur.

İşte bu projenin şimdi yeni bir üyesi var. Urla, Sevgi Ana Çiftliği https://www.facebook.com/sevgianaciftligi?fref=nf

Eeee, diyeceksiniz ki sen gittin mi, gördün mü ki onlar hakkında yazıyorsun. Evet, evet gittim, gördüm, tanıdım ama bakın bu nasıl oldu. Bu sayfalarda daha önce de eşim ve ben, kızkardeşim ve eşiyle birlikte kentte köye yolculuğu epeydir hayal ettiğimizi yazıp duruyordum. Hatta bir gün bu projemiz için Urla ve çevresini seçtiğimizi de yazmıştım. Daha araştırmaya başladığımız ilk günlerde tanıştık çocuk doktoru Tamer Güvenir ve eşi müzikolog Şadan Güvenir ile. Tam da aradığımız gibi bir toprağın sahibi olarak karşılaştırdı hayat bizi. Kendileri bizden çok önce hayallerini gerçekleştirmiş, Urla’da beş dönümlük bir orman arazisine yerleşmiş, doğa içinde  yepyeni bir yaşam kurmuşlardı. Çocukları için satın alıp etrafını doğayı hiç rahatsız etmeyecek bir bahçe duvarıyla çevirdikleri ve ağaçlandırdıkları ufak bir arazileri daha vardı. İşte Urla Kuşçular mevkiindeki bu yer o gün bizim oldu. Sevgiyle teslim ettiler bize. Teslim etmekle kalmadılar ideal bir model oldular. Köy hayatına nasıl uyum sağladıklarını, tecrübelerini, işin risklerini ve güzelliklerini yerinde gösterdiler. Daha tapuyu almadan evlerine konuk olduk. Sonra tekerlekler bizi her Urla’ya götürdüğünde, defalarca… Kimi kez bahçede çardak altında, kimi kez de o güzelim ağaç evlerinde. Sevgili Şadan Hanım’ın kendi elleriyle yaptığı ekmeği, peyniri, ayranı, çeşitli reçelleri, ve daha neler nelerle kurulu kahvaltı sofralarında oturduk. Kendi koyunlarının yününden yaptığı keçe çalışmalarını, keçilerinin sütünden hazırladığı doğal sabunları gördük.  Keyifli sohbetlerine, güler yüzlerine doyamadık. Arazimize ilk kazmanın vurulduğu bugün, yakında komşusu olacağımız bu çiftliği nasıl hayata geçirdiklerini onların kendi cümleleriyle paylaşmak istiyorum.

Emekliliğimizi doldurduğumuz gün, doğaya göç ettik. İçinde yürünemeyen 5 dönümlük bir orman arazisine aşık olduk. Bu arazide olabildiğince ağaca dokunmadan temizlik yapılıp, minik bir ağaç ev kondurulup 01.06.2007’den itibaren sincaplar gibi yaşamaya başladık. Çevre ormanlık ama denize uzaklığımız 3-4 km olduğundan yine ağaçtan bir teknemiz vardı ve adı da “Sevgi” idi. Sevgi teknemizle bir yolculuğumuzda fırtınaya yakalandık. Öyküsü ilginç olan ve ölümden kurtulduğumuz bu olay bir işarettir dedik , Sevgi teknesini satmaya karar verdik. Almak isteyen kişi ağıl sahibi idi, paranın üstünü buzağı ile tamamlamak istedi. Böylece Sevgi teknesi bir buzağıya dönüştü. Buzağının adı “Sevgi” oldu. Buzağı büyürken çiftlik de büyüyordu. Sevgi, anne oldu. Kınalı keçimiz yavruları ile çiftliğe katıldı, Yiğit koç ve koyunlar, tavuklar, kazlar ve atımız Sarı Kız derken Sevgi Ana Çiftliği büyüdü. Arazide çoğunluk çam ağacı olduğundan, her şeyi rahat yetiştiremiyoruz. Ama yine de her meyve ağacından diktik. Ağaçların araları diğer boş alanlar daha çok hayvanların yiyeceği otlar ekili. Kendi yiyeceğimiz kadar sebzeyi sürdürdüğümüz tohumlardan ekiyoruz. İki kara kovan arımız var. Bahçenin bakımını zehirsiz doğal yollarla yapmaya çalışıyoruz. Ekmeğimizi, peynirimizi, yoğurdumuzu kendimiz yapıp tüketiyoruz. Bu arada bir yıldır da, çiftliğimizde “Doğal Yaşam Atölyesi”nde doğal peynir yoğurt yapımı, keçi sütünden sabun yapımı, kuzuların yünlerinden keçe yapımı, zehirsiz bahçe bakımı ve meditatif ses çalışması atölyeleri yapmaktayız.

Bu cümleler Tamer, Şadan Güvenir çiftinin köy yaşamına dair sadece bir özet. Ziyaretlerimiz sırasında günlük yaşamlarının aslında ne kadar özveri istediğini gözlerimizle gördük ki sanıyoruz ki biz de pek bir şey görmedik. Sadece bir kahvaltı süresinde bile her türlü habere hazır olduklarını, bazen sofralarını öylece bırakıp çiftliğin sürprizlerine koştuklarına şahit olduk. Çiftlikte her an yeni bir canlı dünyaya gelebilir, bahçedeki su deposu taşabilir, elektrik arızası olabilir, civarda orman yangını çıkabilir ve daha  nice sürpriz.

Yine Güvenir çiftinin Ta Tu Ta’ya kabullerinden sonra verdikleri bilgilendirme yazısına dönersek;

Çiftliğimize gelen gönüllü dostlarımızdan, bahçemizdeki tüm bu çalışmalarda destek olmalarını istiyoruz. Gönüllü dostların kalabileceği ayrı bir oda da iki tek kişilik yatak, bahçede banyo, wc, mutfak bulunmaktadır. Yemeklerimiz ortaktır, ayrıca kendileri de yapabilirler. Çiftlik konum olarak orman yürüyüşleri yapılabilir, 3-4 km uzaklıktaki denize girilebilir, 60 km uzaklıkta Çeşme ve İzmir’e gidilebilir, 20 km uzaklıktaki Urla Klozomenai, Seferihisar Sığacık Teos Antik kente de gidilebilir uzaklıktadır.”

Bazı şeyler vardır ki anlatmakla olmaz. Yaşamak gerek. Sanıyorum, biz de evimize, bahçemize yerleşmeden önce onlara bu anlamda konuk olacağız ve doğal hayata dönmenin aslında o kadar da kolay bir şey olmadığına, ne kadar çok özveri istediğine daha yakından tanık olacağız.

Ta Tu Ta ve Sevgi Ana Çiftliği hakında bugün yazabileceklerim bundan ibaret. Merak edenlerin linklerini ziyaret edeceklerine eminim.

Adı üzerinde, sevgiyle dolu bu güzel çiftliğe ve sahiplerine selâm olsun.

Hoş kalınız, sevgiyle kalınız.

 

Reklam
No comments yet

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: