Mutfak’tan Sofraya Hikayeler /Düdüklü Tencereler
Şu ara, her yeni yazıma başlarken mutfak dolaplarımdan çeşitli tıkırtılar geliyor, anlıyorum ki mutfak eşyalarım söz verip de yapmadığım bir şeyi hatırlatıyorlar.
Hele hele her gün düdüklü tenceremi yerinden alırken şöyle dediğini duyar gibiyim. “Nihayet bugün sıra bana geldi, benim hakkımda yazacaksın değil mi?” Oysa ben neredeyse geçen ilkbahardan beri mutfak hikayelerimi rafa kaldırmış, durmadan yemek pişirip, fotoğraflayıp, yazmışım. Ha! Bir de bu arada ekmek işine kendimi kaptırınca olan olmuş, mutfaktaki olmazsa olmaz yardımcılarımın seslerini duymaz olmuşum. Kitchenaid mutfak robotum, ufak el blenderim, büyük ve küçük fırınlarım, kek kalıplarım, tencerem tavam ve diğer bütün alet edevat.
Bu seslerin bazıları: “Tarif defterini belgelerine aktar, oradan yayınlarsın, olsun bitsin, fotoğraf çekeceğim diye nedir bu uğraş! Bizi de yordun, hırpaladın şu geçen bir yılda. Biraz dinlensek de sen de bizimle ilgili güzel bir şeyler yazsan!” deseler de sanırım ben onlara kulak asmayacağım ve bir yandan yemeklerimi taze taze fotoğraflayıp tariflerini vermeye devam ederken bir yandan da yarım bıraktığım mutfak hikayelerimi yazacağım.
Basınçlı tencerenin pişirme prensibi suyun kaynama özelliğine dayanır. Normal tencere ısıtıldığında su 100 derecede kaynar ve yemek de bu sıcaklıkta pişer. Düdüklü tencerede ise buhar dışarı kaçamadığından tencerenin içindeki basınç gittikçe arttığı için, tenceredeki sıcaklık ta 130 dereceye kadar çıkar. Bu tencerelerde pişirdiğimiz besinlerin ısısı suyun kaynama derecesinden çok daha yükseğe çıkar ve bu yüksek ısı yiyeceklere hızla tesir eder, vitamin ve minerallerini kaybetmeden daha çabuk pişmelerini sağlar. Böylece, normal bir tencerede saatler harcayarak pişireceğimiz kuru bakliyat veya etleri 20 dakika ile 30 dakika arasında pişirebiliyoruz.Basınçlı tencerelerin kapağında hem istenen basınç gücünü ayarlamaya yarayan bir supap vardır. Bu supap, tenceredeki basınç istenen seviyenin üzerine çıkınca açılıp, içerideki buharın bir kısmının dışarı çıkmasını sağlar ve bu arada düdük sesi gibi bir ses duyulur. Bu ses bize ocağın kısılmasın ve pişecek yemeğin süresine dikkat etmemiz için bir uyarıdır. Zaten ismini de buradan alıyor ya!
Eskiden, yanlış kullanım sebebiyle de olsa düdüklü patlamaları yaşanabilirmiş. Oysa günümüzde bu tencereler son teknolojiyle üretiliyor ve kapak üzerine eklenen emniyetlerle patlama riski neredeyse sıfıra inebiliyor. Yine de bazı temel kullanım bilgilerine dikkat etmekte yarar var. Bunları şöyle sıralayabilirim:
-Düdüklü tencereye diğer tencerelerden çok daha az su konur, ancak tamamen susuz pişirmek son derece tehlikeli olabilir. Sadece bolca su içeren taze fasulye, kabak, patlıcan, pırasa gibi bazı sebzeler yıkandıkları su üzerlerindeyken tencereye konursa neredeyse hiç su konmadan çok kısa sürede, (süreye çok dikkat ederek) pişebilirler.
-Düdüklü tencereye konacak besinlerin tencerenin 2/3 ünü geçmemesine dikkat etmeliyiz.
-Düdüklü tenceremizi ya tamamen soğuyup içinde basınç kalmayana kadar açmamalıyız, ya da tenceremizi soğuk suyun içine oturtup buharının hemen çıkmasını sağladıktan sonra açmalıyız. Şimdi bazı yeni tencerelerin üzerine su akıtarak da soğutmak mümkün olabiliyor.
-Düdüklü tencerenin basınç sesini takip edip zamanında ocağı kısmayı unutmamalıyız.
-Düdüklü tencereler çok çeşitlidir ve her birinin ayrı kullanma kulavuzları vardır. Bunları okumadan kullanmamaya dikkat edelim. Her tencerenin farklı basınç ayarı olabildiğinden bu konu çok önemlidir.
Şimdi biraz da düdüklü tencere deneyimi olmayanlar için besinlerin pişme sürelerinden söz edeyim.
Nohut geceden ıslatılmış 20 /25 dakika
Kuru fasulye geceden ıslatılmış 20
Kırmızı mercimek ıslatılmamış 5
Yeşil mercimek ıslatılmamış 5
Patates kabuklu 10
Enginar 7-8
Kereviz 5-6
Buğday salata veya çorba için ıslatılmamış 15-20
Esmer pirinç 10
Bezelye 5
Pancar 10
Taze fasulye 5-7
Karnabahar/Brokoli salata için 3
Karnabahar/Brokoli çorba için 5
Tavuk bütün 15
Hindi parça 30
Karışık sebze çorbası 8/ 10
Bakliyat eğer geceden ıslanmamışsa o zaman pişme süresinin neredeyse 2 katına yakın süre gerekebilir.
Düdüklü tenceremizde : Et, tavuk, sebze ve meyvelerimizi pişirebileceğimiz gibi, çeşitli reçeller, aşure, pirinç ve bulgur pilavı, dolmalar, kompostolar, çorbalar, domates sosu hazırlayabilir, ısıya ve süreye çok dikkat etmek şartıyla kek bile yapabiliriz.
Bir sonraki yazımda size düdüklü tencereyle yaptıklarıma bazı örnekler vereceğim.
Bakın nasıl da şımardı benmki. Yerinde duramıyor, kıpır kıpır!
Fıs! Fıss! Fısssss!
Çok korkarım hayatta kullanamam. Bir kere denemek istedim. Yeni olanlardan aldım, çok kullanışlı, çok pratik tık diye açılıyor falan filan.. ama o ses varya o ses.. çıkmaya başladığı anda evin içinde koşuşturmaya başladım. yanına gidipte altını kısamadım. korkudan ocağım elektrikli olduğu için gidip dışardan şalteri indirdim:) Sonra uzun bir sopa yardımıyla yanına yaklaşmadan ocağın arka gözüne doğru ittim (soğuk tarafa) ve akşam eşim gelmeden kapağını açmadım:))) benim de böyle komik bir anım vardır düdüklüyle yaşadığım:)
Korkana, korkma demek zor ancak,çok şükür 35 yıldır düdüklü tencerelerin ihanetine uğramadım. O korktuğunuz ses zaten uyarıcı ve kurtarıcı sestir. Eğer o ses olmazsa fazla buhar dışarı çıkamaz işte tehlike de orada:))
Benim için de düdüklü vazgeçilmez, Evlendiğimden beri pilavı, dolmayı hatta bamyayı bile düdüklüde pişirdim. Çalışanların vazgeçilmezi diye düşünüyorum.