İçeriğe geç

Mutfak’tan Sofraya Hikayeler /Düdüklü Tencereler

18 Şubat 2012

Şu ara, her yeni yazıma başlarken mutfak dolaplarımdan çeşitli tıkırtılar geliyor, anlıyorum ki mutfak eşyalarım söz verip de yapmadığım bir şeyi hatırlatıyorlar.

 Hele hele her gün düdüklü tenceremi yerinden alırken şöyle dediğini duyar gibiyim. “Nihayet bugün sıra bana geldi, benim hakkımda yazacaksın değil mi?” Oysa ben neredeyse geçen ilkbahardan beri mutfak hikayelerimi rafa kaldırmış, durmadan yemek pişirip, fotoğraflayıp, yazmışım. Ha! Bir de bu arada ekmek işine kendimi kaptırınca olan olmuş, mutfaktaki olmazsa olmaz yardımcılarımın seslerini duymaz olmuşum. Kitchenaid mutfak robotum, ufak el blenderim, büyük ve küçük fırınlarım, kek kalıplarım, tencerem tavam ve diğer bütün alet edevat.

Bu seslerin bazıları: “Tarif defterini belgelerine aktar, oradan yayınlarsın, olsun bitsin, fotoğraf çekeceğim diye nedir bu uğraş! Bizi de yordun, hırpaladın şu geçen bir yılda. Biraz dinlensek de sen de bizimle ilgili güzel bir şeyler yazsan!” deseler de sanırım ben onlara kulak asmayacağım ve bir yandan yemeklerimi taze taze fotoğraflayıp tariflerini vermeye devam ederken bir yandan da yarım bıraktığım mutfak hikayelerimi yazacağım.

 

Basınçlı tencerenin pişirme prensibi suyun kaynama özelliğine dayanır. Normal tencere ısıtıldığında su 100 derecede kaynar ve yemek de bu sıcaklıkta pişer. Düdüklü tencerede ise buhar dışarı kaçamadığından tencerenin içindeki basınç gittikçe arttığı için, tenceredeki sıcaklık ta 130 dereceye kadar çıkar. Bu tencerelerde pişirdiğimiz besinlerin ısısı suyun kaynama derecesinden çok daha yükseğe çıkar ve bu yüksek ısı yiyeceklere hızla tesir eder, vitamin ve minerallerini kaybetmeden daha çabuk pişmelerini sağlar. Böylece, normal bir tencerede saatler harcayarak pişireceğimiz kuru bakliyat veya etleri 20 dakika ile 30 dakika arasında pişirebiliyoruz.Basınçlı tencerelerin kapağında hem istenen basınç gücünü ayarlamaya yarayan bir supap vardır. Bu supap, tenceredeki basınç istenen seviyenin üzerine çıkınca açılıp, içerideki buharın bir kısmının dışarı çıkmasını sağlar ve bu arada düdük sesi gibi bir ses duyulur. Bu ses bize ocağın kısılmasın ve pişecek yemeğin süresine dikkat etmemiz için bir uyarıdır. Zaten ismini de buradan alıyor ya!

Eskiden, yanlış kullanım sebebiyle de olsa düdüklü patlamaları yaşanabilirmiş. Oysa günümüzde bu tencereler son teknolojiyle üretiliyor ve kapak üzerine eklenen emniyetlerle patlama riski neredeyse sıfıra inebiliyor. Yine de bazı temel kullanım bilgilerine dikkat etmekte yarar var. Bunları şöyle sıralayabilirim:

-Düdüklü tencereye diğer tencerelerden çok daha az su konur, ancak tamamen susuz pişirmek son derece tehlikeli olabilir. Sadece bolca su içeren taze fasulye, kabak, patlıcan, pırasa gibi bazı sebzeler yıkandıkları su üzerlerindeyken tencereye konursa neredeyse hiç su konmadan çok kısa sürede, (süreye çok dikkat ederek)  pişebilirler.

-Düdüklü tencereye konacak besinlerin tencerenin 2/3 ünü geçmemesine dikkat etmeliyiz.

-Düdüklü tenceremizi ya tamamen soğuyup içinde basınç kalmayana kadar açmamalıyız, ya da tenceremizi soğuk suyun içine oturtup buharının hemen çıkmasını sağladıktan sonra  açmalıyız. Şimdi bazı yeni tencerelerin üzerine su akıtarak da soğutmak mümkün olabiliyor.

-Düdüklü tencerenin basınç sesini takip edip zamanında ocağı kısmayı unutmamalıyız.

-Düdüklü tencereler çok çeşitlidir ve her birinin ayrı kullanma kulavuzları vardır. Bunları okumadan kullanmamaya dikkat edelim. Her tencerenin farklı basınç ayarı olabildiğinden bu konu çok önemlidir.

Şimdi biraz da düdüklü tencere deneyimi olmayanlar için besinlerin pişme sürelerinden söz edeyim.

Nohut                                      geceden ıslatılmış    20 /25  dakika

Kuru fasulye                           geceden ıslatılmış           20

Kırmızı mercimek                 ıslatılmamış                         5

Yeşil mercimek                      ıslatılmamış                         5

Patates                                     kabuklu                                   10

Enginar                                                                                      7-8

Kereviz                                                                                       5-6

Buğday       salata veya çorba için ıslatılmamış 15-20

Esmer pirinç                                                                             10          

Bezelye                                                                                          5

Pancar                                                                                         10

Taze fasulye                                                                              5-7

Karnabahar/Brokoli             salata için                                3

Karnabahar/Brokoli             çorba için                                 5

Tavuk                                       bütün                                          15

Hindi                                        parça                                          30

Karışık sebze çorbası                                                          8/ 10

Bakliyat eğer geceden ıslanmamışsa o zaman pişme süresinin neredeyse 2 katına yakın  süre gerekebilir.

Düdüklü tenceremizde : Et, tavuk, sebze ve meyvelerimizi pişirebileceğimiz gibi, çeşitli reçeller, aşure, pirinç ve bulgur pilavı, dolmalar, kompostolar, çorbalar, domates sosu hazırlayabilir, ısıya ve süreye çok dikkat etmek şartıyla kek bile yapabiliriz.

Bir sonraki yazımda size düdüklü tencereyle yaptıklarıma bazı örnekler vereceğim.

Bakın nasıl da şımardı benmki. Yerinde duramıyor, kıpır kıpır!

Fıs! Fıss! Fısssss!

 

Reklam
3 Yorum leave one →
  1. 18 Şubat 2012 13:55

    Çok korkarım hayatta kullanamam. Bir kere denemek istedim. Yeni olanlardan aldım, çok kullanışlı, çok pratik tık diye açılıyor falan filan.. ama o ses varya o ses.. çıkmaya başladığı anda evin içinde koşuşturmaya başladım. yanına gidipte altını kısamadım. korkudan ocağım elektrikli olduğu için gidip dışardan şalteri indirdim:) Sonra uzun bir sopa yardımıyla yanına yaklaşmadan ocağın arka gözüne doğru ittim (soğuk tarafa) ve akşam eşim gelmeden kapağını açmadım:))) benim de böyle komik bir anım vardır düdüklüyle yaşadığım:)

    • 18 Şubat 2012 14:10

      Korkana, korkma demek zor ancak,çok şükür 35 yıldır düdüklü tencerelerin ihanetine uğramadım. O korktuğunuz ses zaten uyarıcı ve kurtarıcı sestir. Eğer o ses olmazsa fazla buhar dışarı çıkamaz işte tehlike de orada:))

  2. Deniz permalink
    18 Şubat 2012 11:39

    Benim için de düdüklü vazgeçilmez, Evlendiğimden beri pilavı, dolmayı hatta bamyayı bile düdüklüde pişirdim. Çalışanların vazgeçilmezi diye düşünüyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: