Seni gidi yaramaz çekirge! Pıtı pıtı çekirge…
Gününüz, günlerimiz aydın olsun dostlar. Yine uzuuuun bir ara vermişim paylaşımlarıma; bir döndüm baktım ki en son haziran başıymış; bahçede neredeyse herşey yolunda gibiymiş. Lavantaları saran gelincik böcekleri dışında pek derdimiz yok gibiymiş… Şu ardımızda kalan iki ay içinde neler yaşandı şuncacık bahçemizde izninizle azıcık anlatayım. Hani diyordum ya gelincik böcekleriyle kardeşim sabahtan mesaiye başlıyorlar diye, vallahi zavallı böceciklerin günahı pek fazla değilmiş, çünkü temmuz sonu fevkalade bir lavanta hasadı oldu bu yıl. Bodrum katımızın zemine serdiğimiz lavantalar şimdi hem serin hem kuru ortamda kururken mis gibi kokularıyla da bizi ödüllendiriyorlar.
Ancak bahçemizi mutsuz etmek için yarışa giren başka şeyler de oldu bu yaz. Bir sabah uyandık baktık ki ne görelim; yoncalarımızın tümü dantel dantel olmuşlar. Hemen bir bilene danıştık tabii… Vah vah, bahçenize çekirge sürüsü girmiş, cevabını aldık. Eeeee! Yani? N’olcak şimdi? İlaçlama lazım ama, yararı var mı bilen yok. Biliyorsunuz, hep yazıyorum; bizim amacımız temiz bahçe temiz toprak. İlaçsız yaşam. Sanal ortamda bizim gibi düşünen guruplara danıştık. Çare kedi ve tavuk beslemek dediler. Bizim zaten bir Zeyna’mız var. (Kardeşimin güçlü kuvvetli güzel kedisi.) Kendisi biraz ye iç, yan gel yat sever ama ne de olsa kedi işte … Ama bir kedi koca bahçeyle nasıl baş etsin ki?Kümes kurun, dediler. Doğrusu ben hiç de istekli değildim ama kardeşimle eşinin çabalarına itiraz etmedim. Kümese uygun tek yer onların yatak odalarının yakınındaki bir köşeydi ve enişte bey sıkı bir çalışmayla süper bir kümes yapıverdi. Eksik olmasınlar, sevgili Şadan Tamer Güvenir çifti kümeslerinden özenle seçtikleri bir horoz ve bir tavuğu kapıp geldiler. Aman! Dediler, tavuğumuz henüz gencecik bir kızdır, önce yerine alışsın, biraz büyüsün serpilsin sonra yumurtlamaya başlar. Ama gelin görün ki bizim Şerafettin ile Rukiye pek yaramaz çıktılar; üç güne kalmadan yumurtalar gelmeye başladı… Önceleri kümesten çıkmaya pek yanaşmadılarsa da kardeşim birazcık aç bırakınca bahçede dolanıp kurttu böcekti ayıklamaya başladılar ama ah şu çekirgeler yok mu? Bunlara bir iki değil on tavuk bile yetmez anlaşılan.
Sizin anlayacağınız herkes kendi işini yapmakta. Zeyna, Şeraffettin ile Rukiye’ yi korkutmaya çalışırken Şerafettin efendi Rukiye’sini korumak için babalanıp duruyor, sonunda Zeyna Zeynalıktan vaz geçip bir kenara siniyor. Şerafettin vakitli vakitsiz ötüp duruyor, buralar benden sorulur, diyor ama çekirgelerin pek umuru değil. Dün de yepyeni bir gül fidanıyla beslenmişler, doymamış erguvan ağacına saldırmışlar. Ah çekirge vah çekirge…
Doğada yaşam böyle işte. Tek sorunumuz çekirgeler değildi ki bu yaz. Ne yazık ki tam iki aydır halen devam etmekte olan bir asfalt çalışması sürüyor buralarda. Kazılıp bırakılan, haftalarca toz duman içinde kalan evler ve bahçeler, tozdan boğulan ağaçlar ve sebzeler… Daracık köy yollarından geçirilen dev araçlar ve bu arada yerle bir olan ağaçlar…Bu arada üç aydır bir damla yağmur görmeyen ama fırtınadan ve aşırı sıcaklardan nasibini çokça alan bahçemiz kalın bir toz örtüsüyle kaplanınca olan oldu; domatesler, salatalık, fasulye ve kabaklar intihar ederken biber ve patlıcanlar pes etmediler şükür. Anlatması bile sıkıntılı bir süreci halen geride bırakmış değiliz ama biz öğrenmeye devam ediyor, doğanın bütün bu olumsuzluklara rağmen bize sunduklarına” şükran” diyoruz. Kardeşim bir gün bakıyor ki haftalardır yabani bir sarmaşık olduğunu düşündüğü yaprakların arasından tam 3 kudret nektarı ona sarı sarı gülümsemiyor mu… Ne ara, nereden gelmişler acaba? Yine bir sabah aslında yabani bir görüntüsü olan sakız çalımızın ilk kez kırmızı kırmızı çiçek açtığını görmek, yaseminlerin birden bire enine boyuna dallanıp budaklandığına şahit olmak da yüzümüzü güldüren sürprizlerden bazıları.
Şimdi bazılarınızın mutfakta neler olduğunu merak ettiğinizi biliyorum. Üstelik hiç yeni bir tarif vermediğim için de üzgünüm. Ancak bildiğiniz gibi yeni denemeler yapmak için çok az zaman kalıyor ve ben de kopya paylaşımlar yapmaktan hoşlanmıyorum. Ama önümüzdeki günlerde yepyeni bir yaz turşusunu ve ardından gluten intoleransı olanlar için bir kaç tarif ve belki de yumurtasız beslenenlere de bazı öneriler paylaşacağım.
Şidi size bir sır vereyim; bazen ben bile bugün ne pişirsem deyip bloğumun sayfalarını karıştıryorum. Bu arada “dokuzuncubulut” ve “cafefernando”yu da ihmal etmiyorum.
Şimdi çekirgeyle mücadele için yazılanları okumaya devam etmeliyim.
Hoplayıver çekirge, zıplayıver çekirge… Kalk git bahçemden çekirge…