Aşure Zamanı
Geçen yıl verdiğim aşure tarifimi hatırlatma olarak güncelledim. Hepinizin evine bolluk getirmesi dileğiyle…

Tabii ki ana malzeme buğday olsa bile her kültürde ve her evde pişen aşurenin tadı da başka olur. İçine katılan çeşitli malzeme aşurenin lezzetini ve kıvamını belirler. Günümüzde muhallebi kıvamında yenilen aşure, Osmanlı sarayında süzülerek özel aşurelik sürahilerde sunulurmuş.
Gelelim aşurenin malzemelerine ve yapılışına.
Ben tam 20 yıldır aşureyi Ermeni bir komşumdan öğrendiğim ölçüde pişirmekteyim. Daha doğrusu onun yapış şeklini ve temel ölçülerini kullanıyor içine kendi istediğim bütün yemişleri ekliyorum.Bu komşum geçen hafta anısına yazı yazdığım ve çok yakında kaybettiğimiz sevgili İpek Hanımdır. yap bir kahve de
Hadi alışverişe gidelim ve aşurelik malzememizi alalım.
MALZEMELER:
500 gr. aşurelik buğday
1,5 kg. toz şeker
2 avuç haşlanmış nohut
2 avuç haşlanmış kuru fasulye
1 çay bardağı pirinç
Yaklaşık 5-6 lt.su
İçine eklemek ve üzerlerini süslemek için: Kızarmış kestane, ceviz, Antepfıstığı, fındık, badem, nar taneleri, kuru incir, kuru kayısı ve başka yemişler. Yine arzu edenler içine az gülsuyu katabilirler. Bazıları da üzerine tarçın ekerler. Bunlar tamamen arzuya bağlı şeylerdir.
YAPILIŞI:
Öğrendiğime göre eskiler aşureyi 3 günde yaparlarmış ama modern mutfaklarda bu işi 2 hatta 1 günde bile yapabiliyoruz. Ancak 3 güne böldüğünüzde daha az yorgunluk olduğunu da unutmayalım.
-Buğdayımızı ve pirinci geceden suda ıslatıyoruz.
-Nohut ve fasulyemizi de ıslatıyoruz. Bunları ertesi gün düdüklüde haşlıyoruz. Ancak bu işlemi önceden de yapabilirsiniz. Hatta buzlukta haşlanmış nohut fasulyeniz varsa işiniz daha da kolay.
-Buğday ve pirinç ertesi gün büyük bir tencerede iyice, taneler yarılıp da nişastasını salana kadar kaynatılır.
– İyice kaynayan buğdayı ocaktan alıp, kapağını kapatıyoruz. Tenceremizin her bir yanını sıkıca battaniye ile örtüp ertesi sabaha kadar bekletiyoruz. Yani eskilerin tabiriyle buğdayı *“gelin” ediyoruz.
-Ertesi sabah tenceremizi açtığımızda buğday suyunu çekmiş ve pelteleşmiş olacak. Oacağın altını açmadan bir miktar sıcak su ekleyip buğdayı çözüyoruz. Bir çaydanlıkta sürekli kaynar su bulunduruyor ve tenceredeki su azaldıkça üzerine eklemek suretiyle aşuremizi tekrar kaynatmaya başlıyoruz. Bu aşamada nohut ve fasulyeleri, ekliyoruz.
-En sonunda artık buğdayın tam pişmiş olduğuna emin olduğumuz anda şekerini ekliyoruz. Çünkü erken konan şeker buğdayı aniden sertleştirebilir , aşureyi de sulandırabilir ve aşurede buğday taneleri diri kalabilir. Bazıları bu aşamada aşureyi el blenderi ile ezmeyi tercih edebilirler, bu tamamen keyif meselesi.
Artık minik kesilmiş kuru kayısılar, isteniyorsa incir, fındık, badem, kestane, sultani üzüm aşureye katılır ve bir iki dakika sonra ocak söndürülür. Ben kayısı ve kestaneyi kaselerin dibine koymayı üzerine aşureyi dökmeyi tercih ederim. Bu da size kalmış bir şey.
Aşuremiz pişmiş servis tabaklarına alınıp süslenmeye ve eş dost, konu komşu ile paylaşmaya hazırdır.
Aşureniz ve eviniz bereketli olsun!
*gelin etmek: Bir rivayete göre eskiden aşure tenceresi salonun ortasına konur ve gelin olarak düşünülürmüş ve üzeri çeşitli örtüler, ev halkının getirip bıraktığı hırka, başörtüsü gibi şeylerle örtülür, gelinin gece boyu üşümemesi sağlanırmış.
NOT.:Eğer aşurenizi düdüklüde yapmak istiyorsanız, o zaman geceden ıslattığınız buğday,fasulye ve nohutu ertesi sabah ayrı ayrı düdüklüde haşladıktan sonra , 10 dakika kadar da hep birlikte yine düdüklüde özlendirebilir, ardından büyükçe bir tencereye alıp şekerini ve diğer katmak istediklerinizi katıp gerekirse kaynar su ekleyerek kıvamını ayarlayabilirsiniz. Ancak 6lt. lik bir düdüklüde yapabileceğiniz en fazla miktar yukarıdakinin yarısı olabilir. Yani 250 gr. buğdaydan fazlasını düdüklüde pişirmek tehlikeli olabilir.
Merhaba,
aşurenin kararmaması ve fotoğraftaki gibi beyaz olması için dikkat edilmesi gereken nedir? çok teşekkürler
Merhaba,
Kestane,incir ve ceviz gibi rengi bozacak malzemeyi, aşure pişerken değil de ya son anda ocağı kapattıktan sonra ya da dağıttığım kapların içine koymayı tercih ediyorum,o zaman rengi beyaz oluyor, kesinlikle süt ve nişasta kullanmıyorum. Başarılar.
Tarifinizi bu haftasonu denedim ve çok güzel oldu. Tencerem biraz büyük olsa birazcık daha sıvı olabilirdi.Ama ben zaten katıca severim. İçine jülyen portakal kabukları, karanfil,dolmalık fıstık, ıslatılarak kabukları temizlenmiş kavrulmamış badem,kayısı,incir,kestane, koydum.Üzerine de dövülmüş ceviz pikolo fındık tarçın karışımı döktüm. Nar da vardı ama halim kalmamıştı. Bİlahare inşallah. Rengi de kara olmadı. Size ve tarifin asıl sahibine teşekkür ederiz.Tarifin cesaretlendirici olması önemli .Temel girdileri önce verip, sonra eklenecekleri sıralamak çok pratik olmuş.Ben iki günde gerçekleştirdim. Toprağı bol olsun İpek Hanım’In.
Himmm mis gibi olmus cok lezzetli duruyor tüm resimler ellerinize saglik ,bu sene ben daha yapmadim ama bu gidisle bir kac gün icinde yaparim gibi görünüyor.Allah kabul etsin sevgiler.