İçeriğe geç

İncir Reçeli

20 Mayıs 2011

İstanbul’da reçel yapma mevsiminin geldiğini köşe başlarında satılmaya başlayan incirden anlarsınız. Köylü teyzeler sokaklarda açtıkları tezgahlarda incirleri hem ayıklar hem de sayarak torbalara doldururlar. Oldukça zahmetli bir iştir inciri ayıklamak, çünkü elleriniz hemen kapkara olabilir. Bu yüzden eğer çevreniz deincir ağacı var ve de siz kendiniz ayıklamak isterseniz muhakkak eldiven takmalısınız. 100 er 100 er paketlenen incirleri alırken satıcı teyzeyle aranızda muhakkak keyifli bir pazarlık oluşacaktır. Sabah saatlerinde  fiyat doruktadır, akşamüstü neredeyse yarı yarıya düşebilir. Tezgaha ilk çıkanların boyları tam kıvamındadır, kaçırmadan almak lazım, yoksa incirin içindeki çekirdekler büyüyünce tadı kaçar ve istediğimiz dirilikte ve renkte bir reçel yapamayız.

Bu reçeli yaparken güzel bir renk elde etmek için “ göztaşı “ kullanıyoruz. Zehirli sayılabilecek bir madde olan bu taşın incirleri defalarca çalkaladığımız için zararlı bir etkisi kalmıyor.!

Bu yıl güneş bahar bir türlü gelmek bilmediği için incir de ancak geçtiğimiz hafta sokaklara arzı endam eyledi. Ben de size bu tarifi verebilmek için hemen kolları sıvadım. Geç kalmadan yapmanızı öneririm.

MALZEMELER:

100 adet taze ayıklanmış mevsim inciri

800 -900 gr. *toz şeker

400ml.su (veya şekerin üzerini 1 parmak örtecek kadar)

2 çay kaşığı dövülmüş damla sakızı

1 ufak parça(fındık büyüklüğünde) göztaşı

1 limonun suyu (arzu eden limon yerine limon tuzu da kullanabilir ama daha doğal olduğundan ben limonu tercih ediyorum)

*Ben incirler çok büyümeden yaptığım için 800 gr. şeker yeterli oluyor. Biraz büyüdükleri zaman yapacak olursanız şerbetini artırabilirsiniz.

YAPILIŞI:

Önce reçelin şerbetini hazırlıyoruz. Bunun için şekeri ve üzerini örtecek kadar suyu tencereye koyup kaynamaya bırakıyoruz. Şerbetin olup olmadığını anlamak için test ediyoruz. İki parmağımızın arasına aldığımız bir parça şerbet parmaklarımızı yapıştırıyorsa kıvamı tamamdır. Başka bir tencerede iyice yıkadığımız incirleri yumuşayana kadar haşlıyoruz.  Ancak tanelerin dağılmamasına dikkat ediyoruz.

Ocağı kapatıp incirlerin haşlandığı suyun içine 1 parça göztaşını atıp incirlerin rengi yeşerene kadar yaklaşık 10 dakika kadar bekletiyoruz. Ardından incirleri süzüyoruz ve en az 5-6 kez bol suyla duruluyoruz ki göz taşının zararlı etkisi kaybolsun. İncirler sanki bir sünger gibi su çekmiş oluyorlar.

Süzgece aldığımız incirlerin suyunu bırakması için avucumuzda iyice sıkıp şerbetin içine atıyoruz. İncirler sulu kalırsa şerbeti sulandıracaklarından reçelimizin kıvamı tutmayabilir. 10 dakika kadar kaynattıktan sonra ocağı kısıyor ve dövülmüş sakız ve limon suyunu ilave ediyoruz.Bu arada evinizi mis gibi sakız ve incir kokusu kaplayacaktır.

Yine reçelimizin şerbetinden bir tabağa alarak kıvamını test ediyoruz. Fotoğrafta da görüldüğü gibi kaşıktan akıttığımız şerbet damlası yukarı doğru geri dönerse reçelimiz olmuştur.

Reçelin şerbeti gerektiğinden koyu olursa buzlanabilir. Eğer az olursa bu defa da sulu olur ve reçelin üzerinde küf oluşur. İlk defa yapanlara, doğru kıvamı bulduklarından emin değillerse reçellerini buzdolabında saklamalarını öneririm. Normal şartlarda incir reçeli kapalı kavanozda 2 yıl bozulmadan saklanabilir.

Afiyet Olsun! Sofranız neşe dolsun!

8 Yorum leave one →
  1. 03 Mayıs 2012 17:08

    Merhaba, yazınızı okuyunca toplayıp yaptığım incir reçeli için geç kalmış olabileceğimi düşündüm, Ege’deyim ve Mayıs ayının başındayım :)) Topladığım meyvelerin sizin belirttiğiniz nitelikte olup olmadığını bilemiyorum, biraz daha irice görünüyor, incir büyüdükçe pişme süresini arttırmak mı gerekiyor ? Diri ile yumuşak arasındaki pişme süresini yakalayamıyorum. Teşekkürler

    • 03 Mayıs 2012 23:55

      Çok haklısınız Ege ‘de Istanbul’dan daha erken olgunlaşıyor incir.Bu yıl geçen yıla göre burada da erkenden büyüdüler.Pişme süresi çok değişmese de büyüdükçe incirin içinde ki çekirdekler de büyüyor ve pişerken incir patlayabiliyor. inciri haşladıktan sonra avucunuzda sıkıp suyunu çıkartırken incir sünger gibi iyice küçülp sonra bırakınca eski haline geliyorsa bence pişmiştir. Yani dağılacak kadar pişmemeli. Kolay gelsin.

      • 04 Mayıs 2012 14:50

        Cevabınız beni gerçekten çok rahatlattı. Bu bilgilendirme sayesinde artık yaptığım işten somut olarak emin oldum.
        Aslında -ilk kez veya tekrarını yaptığım- her reçelin ayrı bir serüveni olduğunu gördüm, o nedenle kritik detayların paylaşılmasının önemine inanıyorum, sonuç olarak sedece reçetenizi değil, tecrübelerinizide bilinçli bir şekilde paylaştığınız için, aslen İstanbullu, sonradan olma EGE’li olarak- teşekkür ederim. :))

        • 04 Mayıs 2012 20:13

          Çok teşekkür ederim. Mutfak bilgilerimin çoğunu anneannemin mutfağında kazandığımı da belirtmek isterim.Size de başarılar:))

  2. 04 Temmuz 2011 12:30

    Hamileliğimin son demlerine geldiğim şu süre zarfında hiçbir şeye aşermem artık diye düşünürken; bir anda incir reçeli saplantısı oldu bende. Gün geçmedi ki, incir reçelsiz sonlandırılan bir öğünüm olsun…
    Sadece yemek değil, koklamak ve seyretmek de hoşuma gidiyor…
    Yeşilin en güzel hallerinden biri. Yeşilin yenilebilirliği gibi geliyor bana incir reçeli.
    Yeşille aşk yaşıyorum bu reçeli gördükçe.
    Ve siz… Nasıl güzel yapmışsınız. Nasıl güzel fotoğraflamışsınız… CTRL+D yapıp bu sayfayı favorilerime kaydettim. Şimdi diğer tarif ve fotoğraflarınıza bakacağım… Ellerinize sağlık.

Trackbacks

  1. Tam Zamanı « mutfak penceremden
  2. Küçük bir hatırlatma « mutfak penceremden
  3. Kayısı Reçeli « mutfak penceremden

elifezgiuzmansel için bir cevap yazın Cevabı iptal et